“Yüreğiniz sıkılmasın. Tanrı’ya iman edin, bana da iman edin. Babam’ın evinde kalacak çok yer var. Öyle olmasa size söylerdim. Çünkü size yer hazırlamaya gidiyorum. Gider ve size yer hazırlarsam, siz de benim bulunduğum yerde olasınız diye yine gelip sizi yanıma alacağım.” (Yu. 14:1–3)
Yuhanna 14:1-3, cenazelerde sıkça okunan bir Yeni Antlaşma metnidir. Bunun da iyi bir nedeni var. Bağlam belli ki burada keder, öngörülen kederdir. Öğrencilerin yürekleri sıkılıyordu çünkü İsa çarmıha gerileceğini söylemişti.
Öngörülen keder, bazen tepkisel kederden daha felç edicidir. Sevdiğiniz kişiye teşhis konulur ve hastalık onun bedenini, zihnini ya da her ikisini yavaş yavaş ele geçirirken siz her saat, her gün, günbegün kederlenirsiniz.
Sıkıntı geldiğinde yüreklerimiz neden sıkılmasın? Eğer bu hayat var olan tek hayat olsa, o zaman umutsuzluk anlaşılabilir. Bu yüzden İsa, sıkıntılı yüreklerimizi güvenilir Tanrı’ya ve sıkıntısız geleceğe yönlendirir.
Tanrımız bizi yalnızca harika ve müthiş bir şekilde yaratmış olmakla kalmamakta, bizim için harika ve müthiş bir sonsuz yuva hazırlamaktadır. Orada İsa’yla birlikte sonsuza dek yaşayacağız.
Gelecekteki umudumuz şu anki acımızı ortadan kaldırmıyor. Ancak Kurtarıcımız’ın gelecek vaadi ruhumuzu sakinleştirirken acımızı da dindirebilir.
Yalnız Değiliz!
Kayıplar kendimizi sık sık kaybedenler, yalnızlar ya da öksüzler gibi hissetmemize neden olur. “Umursayan kimse var mı? Kimse bunu anlayabilir mi? Neden ben? Benim neyim var?” Bu nedenle İsa bize bir gelecek vaadi verip de bizi kendi başımıza bırakmıyor. Bize şu an için de bir vaat veriyor. “Ben de Baba’dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu’nu verecek. Dünya O’nu kabul edemez. Çünkü O’nu ne görür, ne de tanır. Siz O’nu tanıyorsunuz. Çünkü O aranızda yaşıyor ve içinizde olacaktır. Sizi öksüz bırakmayacağım, size geri döneceğim” (Yu. 14:16-18).
İsa bizim öksüz olmadığımızı vaat ediyor. Yalnız değiliz. O şimdiden sonsuza dek Kutsal Ruhu’yla bizimle birlikte ve içimizde olacaktır.
Kayıplar çalkantılı, stresli, karışık ve korkulu hissetmemize neden olur. İsa bize esenlik, sağlamlık, dinlenme, teselli ve cesaret sunar. Dünyanın gerçekliği inkâr eden sahte esenliği değildir bu. Söz’ün sonsuz gerçekliğine ait olan gerçek esenliktir.
İsa’nın sizlere verdiği esenlik sözlerini dinleyin ve bunlara sarılın:
“Size esenlik bırakıyorum, size kendi esenliğimi veriyorum. Ben size dünyanın verdiği gibi vermiyorum. Yüreğiniz sıkılmasın ve korkmasın” (Yu. 14:27).
“Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!” (Yu. 16:33).
İsa asla şimdiki karanlık dünyanın sıkıntılarını inkâr etmiyor. Ancak daima kendi huzurunun ışığıyla karanlığımıza giriyor.
Düşünün: Öngörülen kederi ne zaman yaşadınız? Bu hangi açıdan tepkisel keder kadar çok ve hatta ondan daha zor oldu?
Düşünün: Bu hafta bu üç vaadi keder yolculuğuna özellikle nasıl uygulayabilirsiniz?
• Öngörülen Umut: “Siz De Benim Bulunduğum Yerde
Olasınız”
• Dahil Olan Umut: “Sizi Öksüz Gibi Bırakmayacağım”
• Dahil Olan Esenlik: “Size Kendi Esenliğimi Veriyorum”
Yazar: BOB KELLEMEN