“Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur. Beni seveni Babam da sevecektir. Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim.” (Yu. 14:21)
Pastör olmak güvenli yol değildi. Nebraska Üniversitesi’ndeki son yılımda makine mühendisliği okuyordum ve planım okul bitince bir iş bulup yerleşmekti. Ancak aylarca dua ettikten ve kilisenin teşvikini aldıktan sonra, Tanrı’nın beni pastörlüğe çağırdığını hissettim. O’nun çağrısını izleme kararı heyecan vericiydi ama korkular yarattı. Teoloji okulunun
ücretini nasıl ödeyecektim? Ya onca zamanı ve enerjiyi tüketip de başarısız olursam ne olacaktı? Gerçekten çağrılıyor muydum yoksa bu sadece benim saflığım mıydı? Tanrı’nın beş yıllık ilahi planını göstermesini ve olacak her şeyin güvencesini vermesini istedim ama bu asla olmadı. Hiçbir güvence yoktu – yalnızca Tanrı’ya güvenme buyruğu vardı (Özd. 3:5-6).
Bu kararı on beş yıl önce verdim. Tanrı bana ve aileme sadık kalarak yolun her adımında, inişlerde ve çıkışlarda bizimle birlikte yürüdü. O, bana kendisine güvenecek lüftu bağışlamamış olsaydı, pastörlük hizmetinin sevinçlerinde, kederlerinde, zaferlerinde ve hayal kırıklıklarında O’nun yardımını asla görmeyecektim. Tanrı beni sevecen ve sağlam bir
şekilde konfor alanımdan tutup çıkardı ve beni şöyle demem için yönlendirdi: “Önümdeki beş yılda ya da beş dakikada beni neyin beklediğini bilmiyorum ama Tanrı’ya güvenerek adım atacağım.” Şükrediyorum ki Tanrı böyle yaptı!
İtaat Adımı Atın!
Bazen insan korkusunu öldürmenin en iyi yolu itaat adımı atmaktır. Tanrı bize beş dakikalık ya da beş saatlik lütuf vereceğini vaktinden önce vaat etmiyor. Bize yardım gereksindiğimizde merhamet ve lütufla yardımcı olacağını vaat ediyor (İbr. 4:16). Bu nedenledir ki İsa, Yuhanna 14:21’de şöyle diyor: “Kim buyruklarımı bilir ve yerine getirirse, işte beni seven odur.” İsa’yı sevmek, O’nun kendi vaatlerini yerine getireceğine güvenmeyi içerir. O’na ne kadar güvenir ve itaatle adım atarsak, Tanrı’nın lütfunu ve sadakatini de o kadar çok görürüz. İsa’nın aynı ayette söylediği gibi,
“Ben de onu seveceğim ve kendimi ona göstereceğim.”
Belki Tanrı’nın kudretli, bilge ve sadık olduğunu duydunuz. O’na güvendiğimiz ve itaat ettiğimizde, bu gerçekleri duyma noktasından onları hayatımızda görme noktasına varırız. O zaman Tanrı kendisinin kudretli, bilge ve sadık olduğunu gösterir. Tanrı’yı iman gözleriyle görmek O’nu yüceltir ve insan korkusunun akılsızca, Tanrı korkusununsa akıllıca olduğunu gösterir.
Düşünün: Tanrı’yı daha çok görmek istiyor musunuz? O’nu görmemenizin nedeni, O’na bir alanda güvenmemeniz olabilir mi?
Harekete Geçin: İnsan korkusunun sizi itaat adımı atmaktan alıkoyduğu oldu mu? Bir arkadaşınızla Müjde’yi paylaşmaktan? Tehlikeli bir durumda gerçeği söylemekten? Para az olduğunda cömert olmaktan? Bir ilişkide yüreğinizi açma riskine girmekten? Bugün Tanrı sizden ne istiyorsa, o konuda O’na güvenin ve itaat edin. Eğer risk yüreğinizde korku uyandırıyorsa, korkuya karşı sevgiyle savaş verin çünkü itaat Tanrı’ya duyulan sevginin bir ifadesidir.
Yazar: ZACH SCHLEGEL