Bir çocuğunuz olduğunda ve ona baktığınızda aklınızdan geçen binbir şeyden biri de onun geleceğidir. Ne olacak? Nasıl birisi olacak? Nerede okuyacak? Kiminle evlenecek?
Elbette birçok şeyi siz şekillendiremezsiniz. Ancak onun gelecekte olacağı kişi için temeller hazırlarsınız, fırsatlar verirsiniz, hazırlık yaparsınız. Onun alacağı kararların birçoğu aslında sizin önceden hazırlamış olduğunuz bu şeylerden etkilenir.
Tanrı’nın kilisesi için hazırladığı gelecek böyledir. Vizyoner kelimesini araştırırken “geleceği hayal eden” tanımı çıkar karşınıza. Tanrı kilisesi için Yeremya’daki gibi “kötü tasarılar değil, umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları”(Yer.29:11) hazırlar bize. Tanrı’nın kendisi bir vizyonerdir. En baştan insan günaha düştüğünde kendi planını yapar, gerçekleştirmek için her şeyi hazırlar ve sonunda gerçekleşir. Baştan sonra gelişen bir plan.
Bizim çocuklarımız için düşlediğimiz gelecek ile kilise için düşlediğimiz geleceğin benzer bir yönü vardır; Kaygı. Üzüntü, keder, tasa gibi değil bu kaygı. Pavlus’un kiliseler için duyduğu kaygı gibidir; (2Kor.11:28) onların geleceklerini dert edinmektir. Çocuklarımızın geleceğinden duyduğumuz kaygı gibi kilisenin geleceği için de bir kaygı olmalı içimizde. Tanrı’nın kendi planlarını gerçekleştirdiğinde kullandığı kişiler Tanrı’nın isteği hakkında kaygı duydular.
İyi bir plan yapmak vizyonerolmak için yeterli midir? Dünya tarihi iyi planlar yapan vizyoner liderlerle dolu. Bunlar savaşlara, soykırımlara, yoksulluğa ve felaketlere neden oldular. Onların hayal ettikleri gelecek sonunda dünya acı çekti. Hepsinin planları vardı, hepsi planlarını gerçekleştirmek için doğru hamleler yaptılar.
Vizyoner Olmak
Vizyoner olmak en temelde “Tanrı’nın isteğini bilmek” ve bu istek için kaygı çekmektir. İçimizde O’nun isteğinin kilisesinde gerçekleşmesi konusunda büyük bir arzu olması gerekir. Kaymak taşından kabını kırıp içindeki değerli Hint sümbülü yağını İsa’nın başından aşağı döken kadını gözlerinizin önünde hayal edin. (Mat.26:6-13) O güne kadar kimsenin tam olarak anlayamadığı bir gerçeği öngörmüştür; İsa Mesih’in ölümünü. Öğrencilerin lideri gibi görünen öğrenci bile “asla buna izin vermem” derken bu kadının Tanrı’nın isteğini ayırt etmesi bizi düşündürmeli.
İsa Mesih’in insanlığın geleceği için tasarladığı plan, O’nun ölmesi, gömülmesi ve üçüncü gün dirilmesinin temelinde şekillenir. Kadın hiç kimsenin henüz düşünemediği bir gerçeği önceden ön görmüş, hazırlık yapmış ve uygulamıştı. Bu yüzden İsa Mesih’in müjdesinin yayıldığı her yerde onun bu yaptığı anlatılmaya layıktır.
Müjdeyi tüm dünyanın duymasının başlangıcı İsa Mesih’in işidir ama onu tamamlamak için başka bir vizyon gereklidir; tüm dünyayı O’nun öğrencileri olarak yetiştirmek. Bazen bizimde odağımız kaçabiliyor ve sadece “yağın satılıp fakirlere dağıtılması”nı görebiliyoruz. Oysa odağımız bambaşka olmalı; projelerimiz var, iyi hizmet planlarımız, kiliseler kurma, kadınlar, çocuk hizmeti vizyonlarımız ama hiçbiri yetişmiş öğrenciler olmadan gerçekleşemez. Bu gün dünya en çok projelere yatırım yapma yönünde ilerliyor ve kiliseye de bu düşünce giriyor ne yazı ki. İsa’nın vizyonu insana yatırım yapmaktı. Öğrencilerini seçti, onlarla yaşadı, yetiştirdi, öğretti, uygulamalarına izin verdi, sonra onları gönderdi. Tüm hizmeti boyunca öğrencilerini donattı. Çünkü vizyoner biri olarak Tanrı’nın isteği olan insanların kurtuluş planı bu öğrencilerin dünyaya müjdeyi vermesiyle gerçekleşeceğini biliyordu.
Tanrı’nın İsteğini Bilmek
Vizyoner kişilere ihtiyacımız var; geleceği Tanrı’nın isteğine göre hayal edecek ve müjde, olgunlaşma, paydaşlık gibi temel hizmetler için kaygı duyacak birileri gerek kiliselerde. Bu siz olabilirsiniz. Adı bile olmayan bir kadın; onu sadece kaymaktaşından kabı kıran kadın olarak tanıyoruz. Bazen ismimiz yoktur. Ama yaptıklarımız geleceğe miras olarak kalır. İşte bu yüzden kabul etmemiz gereken bir gerçek de var; bu vizyon bizim tarafımızdan gerçekleşmeyebilir. Davut Tanrı’nın tapınağını yapmak için çok büyük bir istek duyuyordu. Hayal kurmuş olabilir; kapılar böyle olacak, duvarları şu taştan yaparız… En kutsal yeri birilerine heyecanla anlattığını hayal edebiliyorum. Ancak tapınağı o değil oğlu Süleyman tarafından yapıldı. Çünkü buna Tanrı’nın kendisi engel olmuştu. Bazen vizyonumuzun bir başkası tarafından gerçekleşmesi gerekir. Bunu kabul etmek baştaki temel gerçekle iç içedir; Tanrı’nın isteğini bilmek.
Kaymaktaşından bir kabımız ve içindeki yağımız varsa kadının bakış açısı da bizde olması için dua edelimBir vizyoner olarak bu gün kilise için Tanrı’nın isteği ve kaygısını anlamak için durup bir düşünelim. Kendi çocuklarımızın geleceğini hayal eder gibi Tanrı’nın egemenliğini hayal edelim.. Bu hayal için atacağımız her adım en sonunda Tanrı’nın kendi vizyonunu gerçekleştireceği gibi olsun; “İşte, Tanrı’nın konutu insanların arasındadır. Tanrı onların arasında yaşayacak. Onlar O’nun halkı olacaklar, Tanrı’nın kendisi de onların arasında bulunacak.” (Vah 21:3b)
Yazar: BANU ÇELİK