“Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.” (Mısır’dan Çıkış 33:19)
Musa, daha yeni putperestlik yapmış ve bu şekilde kendilerini Mısır’dan çıkaran Tanrı’nın adına küfretmiş olan bir halka, Tanrı’nın gerçekten de merhamet edebileceğine ilişkin umuda ihtiyaç duymaktaydı.
Musa’ya ihtiyaç duyduğu bu umudu ve güveni vermek üzere, Tanrı şöyle dedi: “Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.” Bir başka deyişle, “Seçimlerin insanın kötülük ya da iyilik düzeyine bağlı değil, tümüyle benim hür ve egemen isteğime bağlıdır. Bu nedenle, kimse bana falanca kişinin lütuf gösterilemeyecek kadar kötü olduğunu söyleyemez.” Birisinin Tanrı’ya bunu söylemesi, Tanrı’nın özgür olmadığını ve seçimin de koşulsuz olmadığını ima ederdi.
Koşulsuz seçim doktrini, günahkârların en kötüleri için yüce umut doktrinidir. Bunun anlamı, lütuf adayı olma noktasında, geçmişinizin Tanrı’nın seçimi açısından hiçbir önemi olmadığıdır. Bu iyi bir haberdir.
Eğer yeniden doğmamış ve İsa Mesih’te kurtaran imana kavuşturulmamışsanız, geçmişinizin o büyük çürümüşlüğünün ve acımasızlığının, Tanrı’nın lütufkâr etkinliğinin sizin yaşamınızda çalışması için aşılmaz bir engel olduğunu düşünüp umutsuzluğa kapılmayın. Tanrı günahkârların en kötülerini kurtararak kendi özgür lütfunu yüceltmeyi sever.
Günahınızdan dönün ve Rab’be seslenin. O bu günlük okumada bile, eğer bunu okuyor veya duyuyorsanız, size lütfetmekte ve merhameti için O’na gitmeniz için sizi şiddetle teşvik etmektedir.
“Gelin, şimdi davamızı görelim. Günahlarınız sizi kana boyamış bile olsa kar gibi ak pak olacaksınız. Elleriniz kırmız böceği gibi kızıl olsa da yapağı gibi bembeyaz olacak” (Yeşaya 1:18).
Yazar: JOHN PIPER
Bu makaleyi sesli olarak buradan dinleyebilirsiniz.
