“Ben RAB’bim, RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık Tanrı.” (Mısır’dan Çıkış 34:6)
Tanrı’nın sarsılmaz sevgisi ve sadakati engindir.
Aklıma iki görüntü geliyor:
1. Tanrı’nın yüreği, dağın tepesinde kesintisiz olarak sevgi ve sadakatle köpüren bir su kaynağı gibidir. Yüzyıllar boyunca bu kaynak akmaya devam eder.
2. Ya da Tanrı’nın yüreği bir volkan gibidir. Dağın tepesinde sevgi ve sadakatle öylesine patlar ki, yıllar boyunca sevgi ve sadakat lavları döker.
Tanrı “engin” kelimesini kullanırken –“sevgisi engin ve sadık Tanrı”– bizim O’nun sevgi kaynaklarının sınırsız olduğunu anlamamızı ve hissetmemizi istemektedir. Bu dağ pınarından gün boyunca, yıllar boyunca, nesiller boyunca içebilirsiniz ve asla kurumaz.
Hatta Tanrı’nın ihtiyaç halinde daha çok para basan bir devlet gibi olduğunu söyleme cüretinde dahi bulunabilirsiniz. Bitmez tükenmez, öyle değil mi? Aslında bir fark var. Tanrı’nın, bastığı tüm parayı kapatacak sınırsız bir altın sevgi hazinesi vardır. Devlet bir hayal dünyasındadır. Oysa Tanrı son derece gerçekçi bir şekilde kendi tanrılığının sınırsız kaynaklarına dayanmaktadır.
Tanrı’nın mutlak varlığı, egemen özgürlüğü ve her şeye yeten gücü, volkandan aşkın bir sevgiyle akan doluluktur. Tanrı’nın katıksız ihtişamı, O’nun kendisinde doldurması gereken hiçbir eksikliği olmadığı anlamına gelmektedir. Aksine, O’nun kendi kendine sınırsız olarak yetmesi, O’na ve İsa’da armağan olarak sunduğu kendi varlığına muhtaç olan biz günahkârlara kadar taşmaktadır.
O’nun varlığının mutlakıyetine, özgürlüğünün egemenliğine ve kudretinin sınırsızlığına inanıyor olmamız sebebiyle, O’nun sevgisine kesinlikle bel bağlayabiliriz.
Yazar: JOHN PIPER
Bu makaleyi sesli olarak buradan dinleyebilirsiniz.
