Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, meyvesini mevsiminde verir, yaprağı hiç solmaz. Yaptığı her işi başarır. (Mezmur 1:3) Mezmurlar 1:3’teki vaat, Mesih’e nasıl işaret etmektedir? Şöyle diyor: “Yaptığı her işi başarır.” Doğru olanlar, yaptıkları her işi başarırlar. Bu saf bir düşünce mi yoksa cidden doğru mu? Bu yaşamda görünen gerçekten o ki, kötüler başarılı olmakta….

Yavrularım, size yazıyorum çünkü Mesih’in adı uğruna günahlarınız bağışlandı. (1. Yuhanna 2:12) Tanrı’nın kendi “adı uğruna”, kendi yüceliği için sevdiğini, bağışladığını ve kurtardığını niçin bu kadar vurgulamamız gerekiyor? Bunun (birçok sebep arasından) iki sebebi şöyle: 1) Tanrı’nın kendi yüceliği için sevdiğini ve bağışladığını vurgulamamız gerekiyor çünkü Kutsal Kitap böyle yapmaktadır. Kendi uğruna suçlarınızı silen benim,…

“Öyleyse, ‘Ne yiyeceğiz?’ ‘Ne içeceğiz?’ ya da ‘Ne giyeceğiz?’ diyerek kaygılanmayın. Uluslar hep bu şeylerin peşinden giderler. Oysa göksel Babanız bütün bunlara gereksinmeniz olduğunu bilir.” (Matta 6:31-32) İsa kendi takipçilerinin endişeden uzak olmalarını ister. Matta 6:25-34’te İsa, kaygınızı ortadan kaldırmak için en az yedi farklı nokta öne sürmektedir. Bunlardan bir tanesinde yiyecek, içecek ve giyecekten…

İşte bu nedenle Tanrımız sizi çağrısına layık görsün, iyiliğe yönelik her dileğinizi, imana dayanan her uğraşınızı kendi gücüyle sonuçlandırsın diye sizin için her zaman dua ediyoruz. Öyle ki, Tanrımız’ın ve Rab İsa Mesih’in lütfuyla Rabbimiz İsa’nın adı sizde yüceltilsin, siz de O’nda yüceltilesiniz. (2. Selanikliler 1:11-12) Tanrı’nın kendi yüceliğini, kendi lütfunu göstererek arttırmayı tasarlıyor olması…

“İsa, “Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?” dedi. “Hâlâ akıl erdiremiyor, anlamıyor musunuz? Zihniniz köreldi mi?” (Markos 8:17) İsa hem beş bin kişiyi hem de dört bin kişiyi birkaç ekmek ve balıkla doyurduktan sonra, elçiler kendileri için yeterli ekmek olmadan tekneye bindiler. Öğrenciler aralarında bu durumu tartışmaya başladıklarında, İsa şöyle demiştir: “Ekmeğiniz yok diye niçin tartışıyorsunuz?…

“Ben nasıl galip gelerek Babam’la birlikte Babam’ın tahtına oturdumsa, galip gelene de benimle birlikte tahtıma oturma hakkını vereceğim” (Vahiy 3:21) İsa Laodikya’daki kiliseye bunu söylerken ne kastetmektedir? İsa’yla tahtta oturmak mı? Cidden mi? Bu, galip gelen herkese, yani imanını, acının ve çekici, günahlı zevklerin oluşturduğu her tehdide rağmen sona kadar koruyan herkese verilen bir vaattir…

“Benim yüzümden insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!” (Matta 5:11) “Bununla birlikte, ruhların size boyun eğmesine sevinmeyin, adlarınızın gökte yazılmış olmasına sevinin.” (Luka 15:20) İsa mutluluğumuzu acı ve başarının yarattığı tehditlerden koruyacak bir sır açıklamıştır. O sır da şudur: Göklerdeki ödülünüz büyüktür. O ödülün…

Ama şunu anımsadıkça umutlanıyorum: RAB’bin sevgisi hiç tükenmez, merhameti asla son bulmaz. (Ağıtlar 3:21-22) Umudun en büyük düşmanlarından birisi, Tanrı’nın vaatlerini unutmaktır. Hatırlatmak yüce bir hizmettir. Hem Petrus hem de Pavlus bu amaçla yazdığını söylemiştir (2. Petrus 1:13; Romalılar 15:15). Bilmeye ihtiyaç duyduğumuz şeyi bize hatırlatan baş Yardımcı, Kutsal Ruh’tur (Yuhanna 14:26). Ancak bu, sizin…

İnsanlara değil, Rab’be hizmet eder gibi gönülden hizmet edin. Çünkü ister köle ister özgür olsun, herkesin yaptığı her iyiliğin karşılığını Rab’den alacağını biliyorsunuz. (Efesliler 6:7-8) Efesliler 6:7-8’le ilgili şu beş noktayı, kendi mesleğinizle bağlantı kurarak düşünün. 1) Rab odaklı olan bir yaşama çağrı Genel yaşayış şeklimiz düşünüldüğünde, bu ayet oldukça çarpıcıdır. Pavlus işimizin tamamını herhangi…

“O gün dileyeceğinizi benim adımla dileyeceksiniz. Sizin için Baba’dan istekte bulunacağımı söylemiyorum. Çünkü beni sevdiğiniz ve Baba’dan çıkıp geldiğime iman ettiğiniz için Baba’nın kendisi sizi seviyor.” (Yuhanna 16:26-27) Tanrı’nın Oğlu’nu, gerektiğinden daha fazla bir aracı haline getirmeyin. İsa şöyle diyor: “Sizin için Baba’dan istekte bulunacağımı söylemiyorum.” Bir başka deyişle, sanki Baba’ya doğrudan gidemeyecekmişsiniz gibi, kendimi…