Ya RAB, yolunu bana öğret, senin gerçeğine göre yürüyeyim. Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım. (Mez. 86:11)
Kararsız bir yürek neye benzer? Çocukluğumda annemden birçok kez ricada bulunduğumu hatırlıyorum: “Anne, tatlı yiyebilir miyim? Geç vakte kadar oturabilir miyim? Bir oyuncak alabilir miyim?” Eğer istediğim cevabı almışsam, görevim tamamlanmış olurdu. Ama hoşlanmadığım bir cevap, korktuğum bir cevap vermişse, ne yapardım? Elbette babama giderdim! Annem ve babam ricam üzerinde konuşmadan arzulanan cevabı alabilirsem, kuralları çiğnemeden istediğimi elde etmiş olurdum.
Aynı şekilde, kararsız bir yürek Tanrı’ya yaklaşırken, hoşlanacağımız bir şey söyleyeceği sürece O’na itaat etmeye hazır bir tutumla yaklaşır. Kararsız bir yüreğin, Tanrı yoluna uygun bir görünümü vardır çünkü bilgelik, sağlayış ve yön dilemek için O’na yaklaşıyoruzdur! Ancak bu yürek Tanrı yoluna uygun olmaktan çok, aslında kararsızdır (bkz. Yak. 1:8). Kararsız bir yüreğin, birbirine rakip olan bağlılıkları vardır ve itaat kisvesini devam ettirerek en kolay yolu arar.
Kararlı Kıl Beni!
Kral Davut, Mezmurlar 86:11’de Tanrı’ya, “Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım” diyor. Neden böyle bir şey diliyor? Çünkü yüreği kararsızdı! Davut gibi bizim de yüreğimiz parçalanmıştır. Gün içerisinde mola verip de yüreğimize bakarsak, bir parçasının iş yerindeki gelişmelerden ötürü tehlike içinde olduğunu, başka bir parçasının hastalanmaktan
korktuğunu, yine başka bir parçasının haberlerde duyduklarımızdan ötürü tehlike içinde olduğunu, çocukların durumundan korktuğunu ya da para konusunda tehlike içinde olduğunu görürüz.
Ben sizin de benim gibi kararlı bir yürekle Tanrı’dan korkmak istediğinizi varsayıyorum. Peki bunun için nasıl adım atabiliriz? Davut’a benzer şekilde, kararlı bir yüreğin Tanrı’dan armağan olduğunu fark ederiz. Bir ilahinin bize hatırlattığı gibi, Tanrı’dan yardım dileriz: “Gel, ey her bereketin Kaynağı, yüreğimi lütfunun ezgisine göre akort et. Merhamet dereleri, asla tükenmek bilmeden, en yüce övgünün ezgilerini çağırsın. Göklerdeki alevli dillerin söylediği ahenkli nağmeleri öğret bana.” Yüreklerimiz dünyaya uyma ve dünyanın korktuklarından korkma eğilimindedir. Bu
nedenle, zaman zaman yüreklerimizi bir müzik aleti gibi akort etmemiz gerekir. Yürekleri akort eden yüce Tanrı’dan, O’nun adından korkmamız için bize kararlı bir yürek vermesini dileyelim. Öyle ki, göklerdeki alevli dillerin söylediği ahenkli nağmeleri tekrar söyleyebilelim.
Düşünün: Yüreğinizi kontrol edin. Neresinde akordun bozuk olduğunu duyabiliyor musunuz? Tanrı’dan başka nelerden korktuğunuzu ya da tehdit hissettiğinizi tanımlayabilir misiniz?
Harekete Geçin: Ne mutlu ki Tanrı kendisine yaklaşmadan önce kendimizi toplamamızı beklemiyor. Mesih aracılığıyla O’na güvenle yaklaşabilir ve yüreklerimizi dökebiliriz (bkz. Mez. 62:8). Kararsız yüreğinizin bütün parçalarını –kaygıları, endişeleri ve korkuları– Tanrı’ya getirmek için vakit ayırın. Öyle ki, O’nun ezgilerini söylemeniz için yüreğinizi akort edebilsin.
Tanrım, sana kararsız yüreğimi getiriyorum ve senin adından korkmak için bana kararlı bir yürek ver diye dua ediyorum. İnsanlardan korkmamam için bana yardımcı ol. Ne olursa olsun, senin isteğini kabul etmem, iyi olduğuna güvenmem için bana yardımcı ol çünkü sen tümüyle iyisin. Sende sevinebilmeme ve dinlenebilmeme yardımcı ol. İsa’nın adında, amin!
Yazar: ZACH SCHLEGEL