İsa, “Düşmanlarınızı sevin, size zulmedenler için dua edin” dedi (Matta 5:44). Aynı zamanda şöyle dedi: “Sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin” (Luka 6:27-28).
Dolayısıyla, başkaları bize zulmetse de, kötülük yapsa da, bizden nefret etse de veya bize lanet etse de, onlar için dua etmemiz gerekir. Bunlar, ettikleri kötülükler küçük ve gıcık edici olan aile üyeleri de olabilir. Düşmanlar olarak görmeyip sevdiklerimiz olarak gördüğümüz kişilerdirler ancak bazen düşman gibi davranırlar. Ya da bunlar bizi gerçekten öldürmeyi planlayan ölümcül düşmanlar da olabilirler. Küçük veya büyük, onlar için dua etmemiz gerekir.
Bu buyruğun yaptığı şey, Tanrı’yı düşman sevgisinin gerekli bir parçası hâline getirmesidir. Dua Tanrı’yadır. Dolayısıyla, Tanrı düşmanlarımızı sevmenin içerisindedir. Düşmanlarımız bize kötülük ettiğinde, Tanrı’ya dönmemiz gerekir. Bu konu hakkında Tanrı’yla konuşmamız gerekir. O’ndan bu konu hakkında bir şey yapmasını istememiz gerekir.
Sizden Nefret Edenler İçin Edilecek Dualar
Düşmanlarınız için, size kötü davrananlar için ne dua ediyorsunuz?
İyi bir başlangıç noktası şudur: kendiniz için dua etme şeklinize bakın. Düşmanımız için ettiğimiz bir duada kendimiz için ettiğimiz duadan daha az önemli şeyler istememiz garip olmaz mıydı? Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına da öyle davranın (Matta 7:12). Hayır. Dahası da var. Başkalarına, sana yapmalarını istemen gereken şeyi yap ve başkaları için, senin için dua etmelerini istemen gereken şekilde dua et.
Burada “gereken” kelimesinin Altın Kural’ın bir uzantısı olmasına gerek kalmamasını isterdim. Ama Hristiyan olduğunu söyleyen birçok kişi o kadar dünyasal ki, ruhsal şeyler yerine sadece doğal şeyler için dua ediyorlar. Yani, yiyecek, sağlık, güvenlik, başarı ve mutlu ilişkiler için dua ediyorlar. Ama daha fazla iman, kutsallık, tövbe, yürek paklığı, Mesih sevgisi veya tanıklık cesareti için dua etmiyorlar. Dolayısıyla, bu kişilere başkalarının sizin için nasıl dua etmelerini istiyorsanız, onlar için o şekilde dua edin demek yeterli olmayacaktır. Kendi dualarıyla, gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler için aslında dua etmediklerini gösteriyorlar.
Ama düşmanlarımız için dua etmemiz gereken şekil bu değil.
Rab’bin Duası – Düşmanlarımız İçin Bile
Düşmanlarımız için duaya başlayacağımız yer, Rab’bin bize öğrettiği duadır. Onlar için başka ne konuda dua ediyor olursanız olun, onlar için şöyle dua edin:
- Baba, düşmanlarımın –beni hakir gören iş arkadaşımın, beni küçümseyen eşimin, bana saygısızlık eden çocuğumun, beni öldürmek isteyen İŞİD üyesinin– senin adını kutsal kılmasını sağla. Her şeyden çok sana değer vermelerini, saygı göstermelerini ve her şeyden çok sana hayranlık duymalarını sağla.
- Baba, düşmanlarımın senin krallığının kurtaran, aklayan hükmüne girmelerini sağla ve egemen kudretinle onları sadık halkın yap.
- Baba, düşmanlarımın tıpkı göklerdeki melekler gibi senin isteğini tüm güçleriyle, kuşkusuz bir şekilde, en saf niyetlerle ve büyük bir sevinçle yerine getirmelerini sağla.
- Baba, düşmanlarıma kendi yaşamlarındaki çağrını gerçekleştirebilmek için ihtiyaç duydukları tüm fiziksel kaynakları, yiyecekleri, giyecekleri, barınmayı, eğitimi, sağlık hizmetlerini ve ulaşımı sağla.
- Ve düşmanlarımın günahlarını bağışla. Onları tövbeye getir, onları bağışlayıcı insanlar yap ve Şeytan’ın şiddetli ayartılarından ve yıkıcı gücünden koru.
Kendimiz için böyle dua ediyor olmamız gerekir ve bu yüzden, düşmanlarımız için de böyle dua ediyor olmamız gerekir.
İsa Gibi Olun ve İsa Gibi Dua Edin
Eğer yalnızca düşmanınızın doğal ihtiyaçları için çabalayıp dua ediyor ve onun ruhsal ihtiyaçlarını es geçiyorsanız, düşmanınızı sevmiş olduğunuzu düşünmeyin.
Tanrı’dan yoksun olan bir sevgiye şahit olmak berbat ve acınası bir şeydir. Bazı Hristiyanlar bile yüreklerinde Tanrı’yı yüceltme arzusu, duası ve hedefi olmadan başkalarını sevebileceklerini düşünüyorlar. Burada oldukça üzücü olan şeyse, bunun Tanrı’nın Hristiyanların yüreğindeki yerini küçültmekle kalmaması, aynı zamanda bizim bir kişinin bu dünyada refah bulduğu sürece sonsuza dek mahvolmasına kayıtsız kalarak bu kişiye karşı gerçek bir sevgi besleyebileceğimizi ima ediyor olmasıdır.
Sevgimizin ve dualarımızın düşmanımızı imana ve Tanrı’nın adını kutsal kılmaya getiremeyeceği doğrudur. Sevgimiz buna bağlı değildir. Sevgi fedakârlığımızın amacıdır, başarısı değildir. İsa’yı yücelten, Tanrı’nın adını kutsal kılan bir dönüşüme hedeflediğimiz şekilde ulaşabiliriz de, ulaşmayabiliriz de.
Ama düşmanının sonsuz sevincini hedeflemeyen bir yürek, İsa’nın talep ettiği dolu, güçlü sevgi değildir. Düşmanımızın dünyasal refahı için gösterdiğimiz çaba ne kadar yaratıcı, fedakâr veya medyada takdir görür olursa olsun, bu gerçek sevgi yerine dar ve acınası bir taklittir. Gerçek sevgi, bizim kendimiz için nasıl dua etmemiz gerekiyorsa, düşmanımız için de aynı hedeflerle ve arzularla dua eder.
Gelin, İsa gibi olma ve O’nun gibi dua etme yolculuğunda bana katılın.
Yazar: JOHN PIPER
